Eren KURTKAYA;

Hayat kaygısı olmayan, bencil, narsist, ahlaki değerleri hiçe sayan mutsuz, bir okadar "umutsuz" bir nesil yetişiyor.

Gerek aile yaşantısı gerek "Sosyal medya" diye tabir ettiğimiz internet ortamları, gerekse Ahlaki sınırlarımızı zorlayan televizyon programları sağlıklı nesiller yetiştirilmesinin önünde bir engeldir. Sağlıklı nesiller yetiştirebilmek adına yapılacak ilk şeyin sevgi olduğuna inanıyorum Aile sevgisini hissedemeyen bir gencin internet ortamında farklı kişilik arayışına girmesi kaçınılmazdır. Kişilik arayışına giren bir gencin veya çocuğun doğru bir yere varması mümkün değildir hele ki giderek günlük hayattan çok daha tehlikeli olmaya başlayan internet ortamında..

Yıllardır televizyon aracılığıyla değerlerimiz değersiz hale getirilmek istendi, çocuklarımız ahlaki sınırlamızı aşan yaşantılara özendirildi.

Biz, komedi adı altında bir film artisti yere tükürdüğünde güldük diye bugün gençlerimiz yere tükürmenin ahlaki bir davranış olmadığını bilmiyor.
Biz, Tv dizisinde erkek arkadaşını evine babasıyla tanıştırmaya çağıran kızı oturup eğlenerek izledik diye çocuğumuz bu durumu normal karşılayabiliyor.
Bu örnekler elbette fazlasıyla çoğaltılabilir. Özetle üzerimize düşeni yapmadık, yapmıyoruz.

Geçen gün denk geldiğim bir televizyon dizisi aslında bu yazdıklarımın özeti gibi, Baba başka bir kadınla nikahsız yaşıyor, Anne tır şöförüyle kaçmış, büyük erkek çocuk babasının nikahsız yaşadığı kadının kızıyla beraber, abla oto hırsızıyla, ortanca erkek kardeş çalıştığı marketin sahibinin eşine aşık. Bu diziyi her hafta merakla bekleyen lise öğrencisinin ailesi çocuğu evde olduğu için onu tüm tehlikelere karşı koruduğunu sanıyor fakat geleceğine yön verecek asıl tehlikenin farkında değil..

Bu saldırılar esasında değerlerimize yapılan kasıtlı saldırılardır. Zamanla, değerlerimizi aşağılamak adına dilimize soktukları ve hali hazırda sokmaya devam ettikleri masum sanılan fakat aslında değerlerimize büyük hakaretler içeren kelimeler gibi (Kara Fatma, Kaka, Kara Cuma vs.)

Bu hakaretlerin, sövgülerin asıl hedefinin İslam olduğunu, Rabbimizin şu uyarısından anlaybiliriz "Ey iman edenler! 'râine' demeyin, 'unzurna' deyin ve iyi dinleyin, kâfirler için elemli bir azap vardır."(Bakara, 2/104) aslında bu iki kelime de aynı anlama “bizi kolla, gözet” anlamına geliyor fakat o zamanın yahudileri râine kelimesini Rasulüllah (A.S.V.) a sövgü olarak kullanıyorlardı.

Bugün özellikle çocuklarımıza TRT kanalları dışında televizyon izletmememiz, internet ortamından uzak tutmamız, yalan söylemememiz, Allah ile korkutmamamız, Şevkat Peygamberi Hz. Muhammed (A.S.V.)’ın ahlakını anlatıp O’nun ahlakının zerresini umarak yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum zira bir şey Ahlaki değilse İslami de değildir.

                                                      

Yorumlar