Enver KARALİ;

“(Ey Muhammed) ; Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi ayeti ve büyük Kur’an-ı verdik.” (Hicr - 87) Tefsir alimlerinin birçoğuna göre, bu ayette bahsi geçen “tekrarlanan yedi ayet” ten maksat fatiha suresidir. Gerçekten de Kur’a-ı Kerim’de müminlerin lisanlarında en çok tekrarlanan ayetler fatiha süresinin ayetleridir. Bunun en önemli delillerinden bir tanesi de Efendimiz (s.a.s)’in; “Fatiha okunmayan namaz tamam olmaz” hadisi şerifidir ki; günde beş vakit namazımızın her rekatında olmazsa olmaz bir kıraattır.

Fatiha süresinin Kur’an-ı Kerim’in ilk suresi olması, isminin Fatiha (açmak, fethetmek, başlamak, girmek) olmasının yanısıra, Fatiha suresinin Kur’an-ı Kerim’in özü olduğunu söyleyenler olduğu gibi, Fatiha suresinin dışındaki tüm surelerin Fatiha’nın bir tefsiri bir açıklaması olduğunu söyleyenler de vardır.
Fatiha suresinin yedi ayetinde Allah’ın bize vermiş olduğu mesajlar, hayatın hangi aşamasında olursak olalım bize doğruyu ve doğru işleri yapmayı, işlerimizde planlı ve programlı hareket etmeyi, fiillerimizin başının, ortasının ve sonunun doğru hedefe en güzel ve isabetli bir şekilde ulaşmamızı sağlayacaktır. İnsan hayatının başlangıcının yaratıcısı ile başlayıp, bu hayat süresince önüne çıkacak menfi ve müspet durumlara karşı nasıl hareket etmesi gerektiği ve ölüm olarak ifade edilen ahiret hayatına açılan (fatiha) kapıdan sorunsuz bir şekilde geçmeyi bize öğütler.
(Besmele ile beraber) Rahman ve Rahim isimlerinin surenin başında iki kez tekrar edilmiş olması, dünya hayatında nimetlerin inanan inanmayan herkese (maddi, manevi, ilmi, fikri, fenni nimetler) eksiksiz olarak verilmiş, nihayetinde ise fatihayı bir bütün olarak hayatına aksettirenler yine bu nimetlerden ve daha ziyadelerinden ebedi olarak faydalanmaya devam etmelerine sebep olacaktır. Çünkü Allah her bakımdan kendisine ulaştıracak nimetlerle dünya hayatında insanlığı donatması, insanın da bu nimetlerin karşısında övülmeye layık (hamd) olanın Allah olduğunu bilmesini istemektedir. Tabii ki yukarıda da bahsedildiği üzere Fatiha suresi Kur’an-ı Kerim’in bir özü olduğu kabul edilirse, Kur’an-ı Kerim’in diğer surelerinin de kapsamış olduğu bir insan hayatı hedefini asla şaşmadan ilerleyen bir ok gibi bulacaktır.

Tekrar etmekten maksat ezber yapmak olmadığına göre ( zaten her müminin ezberinde var), fatıhanın günde farz ve sünnet namazlarla beraber 40 kez tekrar edilmesi aynı ayetleri boş bir tekrardan ibaret görmememiz gerektiğini bize anlatıyor. Demek ki mümin günde 40 defa yeni bir başlangıç ile kendi enfüs ve afakında ilerleme kaydedebilir, yada Efendimiz (s.a.s.)’in söylediği; “İki günü eşit olan aldanmıştır.” hadisi şerifine fatiha penceresinden baktığımızda mutlaka bir fatiha ile ondan sonra okunan fatiha arasında bir fark olmalıdır.

Müslümanlar içerisinde bulundukları dağınıklıktan, ilmi çalişmalara uzak kalmalarından, sadece tüketmeye odaklanmış maddeci bir anlayıştan kurtulmak için, fatihayı boş bir tekrardan ibaret görmeyerek tıpkı bir uçağın yerden havalanması gibi kademe kademe kendileri için sonsuzluğa açılan bir başlangıç düsturuyla okuyup hayatlarına tatbik ederek, hem dünyada ve hem de ahirette Allah’ın vadetmiş olduğu iyilik ve güzelliklere ulaşacaklardır.